
Reeskont
Vadesi gelmemiş senede bağlı borç ve alacakların, değerleme günündeki gerçek değerine indirgenmesi işlemidir. Alacak senetleri reeskonta tabi tutulması durumunda borç senetleri de reeskonta tabi tutulmalıdır.
Alıcılar hesaplarında tahsil edilemeyen alacakların senede bağlanması ve bunlara reeskont ayrılması mümkündür, bu işlem yapılırsa borç senetlerine de aynı işlemin yapılması yasal zorunluluktur.
Şüpheli Alacak Karşılıkları
Tahsili şüpheli hale gelmiş alacaklar, şüpheli hale geldiği dönemde değerleme gününün tasarruf değeriyle karşılık ayrılmaktadır.
Alacaklar arasında tahsili zorlaşmış tutarlar için dava açıldığı takdirde ilgili yıl karşılık gideri yazılmak suretiyle gider olarak kabul edilmektedir.
Son düzenlemeye göre dava ve icra safhasına gerek görülmeyen şüpheli alacak tutarı 3.000 TL olarak belirlenmiştir.
Geçmiş yıllarda açılan davalarla ilgili olarak ayrılacak şüpheli alacak karşılığı ilgili yılda ayrılmadığı takdirde yeni dönemde gider olarak yazılamaz bununla ilgili olarak
Maliye'nin verdiği özelge ve danıştay içtihadları da bu yöndedir.
Şüpheli alacak karşılığı ayırma işlemi seçimlik bir hak olup ancak alacağın şüpheli hale geldiği yıl için ayrılması gerekmektedir. Şirket olarak, … Mahkemesinde 6312/06 dava numarasında açtığınız davanın 2006 takvim yılında olması nedeniyle alacak bu tarihte şüpheli hale gelmiştir. Bu nedenle, yukarıda açıklandığı üzere söz konusu alacak için 2006 yılı için karşılık ayırma hakkınız bulunmaktadır. Bu tarihten sonra alacak ile ilgili daha sonradan yapılan işlemeleri esas alarak, şüpheli ticari alacak karşılığı ayırmanız da mümkün değildir…”(Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, B.07.1.GİB.4.54.15.01/VUK sayı ve “Şüpheli Alacak Karşılığı” konulu muktezası)
Alacağın şüpheli hale geldiği yılda karşılık ayrılmasının zorunlu olmadığı ve tahakkuk eden ancak yükümlü tarafından tahsil edilmeden vergi dairesine ödenen katma değer vergisinin şüpheli hale gelen alacaklar için karşılık ayırırken soyutlanamayacağı” (Danıştay 4. Dairesinin 27.02.2003 tarih ve E.2002/1668, K.2003/563 sayılı kararı) şeklinde olup, mahkeme karşılığın sonraki bir yılda ayrılabileceği yönünde karar vermiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 08.12.2006 tarih ve E.2006/291, K. 2006/334 sayılı kararı ile; dava ve icra safhasındaki bir alacağa sonraki yıllarda karşılık ayrılamayacağı yönünde karar vererek bu konudaki yerleşik içtihadı bozmuştur.
Bu kararlar ışığında şüpheli alacak karşılığı dava açıldığı yıl gider yazılması uygun olacaktır.
Teminat var ise teminat düşüldükten sonraki kısımla ilgili karşılık ayrılabileceği:
(Dn.VDDK 12.04.2002rı aşağıdadır. E.2002/35, K./2002/186 «Yasa hükmü, teminatlı alacaklarda bu karşılığı teminattan geri kalan miktarla sınırlandırmakla; alacağın ipotek, haciz, rehin, kefil vs. suretlerle teminata bağlanmış olması halinde, şüpheli alacak karşılığı ayrılamayacağını kabul etmiş bulunmaktadır. Olayda, davacı kooperatifin ortağından olan alacağının, icra aşamasında borçlunun mallarına haciz uygulanmak suretiyle teminata bağlandığı anlaşılmaktadır.
Yenileme Fonu Uygulamaları
Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce;
Satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan doğan kâr, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir. Bu süre içinde, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kâr, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.
Amortisman Uygulamaları